Tarih tüm dönemlerinde cazibe merkezi olmuş, içinden büyük düşünürler felsefeciler çıkarmış Samsat;
Anadolu topraklarında mezarı bulunan 2 sahabiden biri olan Safvan Bin Muattal’a ev sahipliği yapmış, tarihin ilk bilimkurgu romanını yazan büyük filozof Lukianos’u içinden çıkarmış Samsat asırlara dayanan kadim bir kültüre sahiptir.
Samsatlı Lukianos
Felsefeci, hukukçu, retorikçi, hiciv yazarı.
Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilerek Suriye eyaletinin bir parçası yapılan, Samosata’da yaklaşık olarak milattan sonra 125 yılında, orta hâlli işçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Köklü bir yerleşime sahip olan Samosata’nın yerlisi idi, anadili Süryanice idi. Bir süre heykeltıraş dayısının yanında çalıştıktan sonra İyonya’da Yunan dili ve kültürünü öğrendi, özellikle Homeros ve Platon’un eserleri üzerine çalıştı.
Gençliğinde Antakya’ya gidip avukatlık yapan Lukianos, daha sonra Atina’ya gitmiş ve sofist olmuştur. Kent kent gezip görüşlerini izleyiciler anlatan Lukianos, İtalya ve Galya’ya gitti. Bir göz hastalığı için gittiği Roma’da Platoncu filozof Nigrinos ile tanıştı. 2. yüzyılın ikinci yarısında Atina’ya yerleşti. Sofistliği bırakarak Helen entelektüel yaşamı hakkında eleştirel, nükteli eserler yazdı. Bütün filozofları ve mitolojik paganizmi eleştirdi.
Günün felsefe akımlarının eleştirdiği için çok düşman kazandı. Geçim sıkıntısı çekince Mısır’a giderek devlet hizmetinde çeşitli görevler aldı. 192’de 67 yaşında hayatını kaybettiği düşünülür ancak Atina’da mı yoksa İskenderiye’de mi öldüğü bilinmemektedir
Nüktesi ve alaycı doğası ile tanınır. Ona ait olduğu düşünülen günümüze kadar gelmiş seksen kadar eser bulunur. Aya yapılan bir yolculuğu anlattığı “Gerçek Bir Hikaye” adlı eseri, dünyadaki ilk bilimkurgu eseri kabul edilir.
İlçemiz Tarihi.
Kuruluş tarihi çok eskilere dayanan Samsat’a Sümerler zamanında “Semizata” dendiği rivayet edilmektedir. Mısırlıların ise yine Samsat’a “Şamşuata” veya “Şemşiata” dediği rivayet edilmektedir. Ancak kentin adını Kommagene krallarından I. Antiochos Epiphanes’in dedesi olan Kral Samos’tan almış olduğu düşünülmektedir. Bu ismin manasının ne olduğu bilinmemekle birlikte antik çağlardan itibaren Samsat ismi muhtemelen Kral Samos’tan dolayı “Samasota”, “Samusat”, “Şimsat” “Simisat” adıyla adlandırılmıştır.
Samsat adının Süryanice ve İbranice isminin “Simsat” (Şimsat) olduğu ve bu ismin “Güneş” “Güneş Diyarı” manalarına geldiği de söylenmektedir. İslam fetihleriyle birlikte “Samosata” ismi Arap şivesine uydurularak artık “Sümeysat” olarak adlandırılacaktır. Osmanlıların son dönemlerinden itibaren günümüze kadar olan dönemde ise “Sümeysat” adı değişerek günümüzdeki kullanılan “Samsat” halini almıştır.
Sümerler zamanında Semiata adı verilen Samsat’ın Demir çağında Hititlerin merkezi olduğu tahmin edilmektedir. Bölge MÖ 708’de 11. Sargon tarafından zapt edilerek Asur’a bağlı bir eyalet durumuna gelir. MÖ 605 yılında Babillilerin eline geçer. Daha sonra sırasıyla Medlerin, Perslerin (MÖ 533), Makedonya Krallığı’nın MÖ 333’te Selevkosların hakimiyeti altına girer.
Samsat MÖ 69’da Kommagene Krallığı’nın merkezi olur. Kommagene kralları Antiochos sanıyla anılır. 150 yıllık bu süre içinde 4 kral tahta geçmiştir. Bunlardan Kral Antichos III’ün Romalılara yenilgisi üzerine Kommagene Devletinin egemenliği sona erdi. MS 72 yılında bir Roma eyaleti haline getirilen Samsat, bir ilim merkezi haline geldi. Ünlü bilgin Lukianus bu dönemde Samsat’ta doğar. Bu arada Samsat birkaç kez Perslerle Romalılar arasında el değiştirir. 271’de tekrar Romalıların eline geçer. Bu dönemde nüfusu 50.000’i geçer.
Daha sonra Bizans’ın ve sonra da Arapların eline geçer. Adı “İFK” hadisesinde geçen Sahabi Safvan bin Muattal burada yaşar ve vefat eder, kabri de Samsat’tadır. Samsat’a, Hz. Ömer zamanında Şimşat, Şümişat denir. 1085’te Melikşah, 1114’te Zengiler, 1180’de Selahattin Eyyubi, 1203’te Anadolu Selçukluları’nda Rüknettin Süleyman II, Samsat’a hakim olur. 1237’de Harzemşahlar tarafından yağma edilen Samsat, 1240’ta Moğol İmparatoru Hülagü Han tarafından, sonra da Dulkadiroğulları tarafından istila edilir.
1392’de Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı Devleti’ne bağlanır. 1401’de Timur tarafından tahrip edilir. 1516’da Yavuz Sultan Selim tarafından tekrar Osmanlılara katılır. Osmanlı yönetiminde sancak merkezi olur. Cumhuriyet döneminde daha da küçülerek bucak merkezi durumuna girer. Samsat, 1960’ta ilçe merkezi haline getirilir ve Adıyaman iline bağlanır.
Samsat ilçesi, Atatürk Baraj Gölü sularının altında kalmasından dolayı 05.03.1988 tarihinde eski yerleşim yerinden tahliye edilmiş, 21.04.1988 tarihli ve 3433 sayılı kanunla merkezi değiştirilerek bugünkü yerine taşınmıştır.
Günümüzde yapılan arkeolojik araştırma ve kazılarla Eski Samsat ve civarında o dönemlere ait saraylar, su kemerleri, kaleler, vb. yapılar, kıymetli eşyalar bulunmuştur. Bu eserlerden bir kısmı Adıyaman müzesinde sergilenmektedir.
Eserleri:
Eserlerinden seçmeler batıda ilk olarak 1499 yılında Floransa’da basılarak yayınlanmıştır.
Başlıca eserleri “Tanrıların Konuşmaları”, “Deniz Konuşmaları”, “Ahirete Varış” “Öbür Dünyada Konuşmalar”, “Gerçek Bir Hikaye (Yaşanmış bir öykü)”, “Tarih Nasıl Yazılmalı?” dır.
Dünya edebiyat tarihindeki ilk bilimkurgu türündeki eser olarak bilinen Gerçek Bir Hikâye adlı eserinde 50 yiğit adam ile uzak diyarları keşfetmek için çıktığı deniz yolculuğunu bu yol boyunca başlarından geçen olağanüstü hayali olayları, gördükleri hayali varlıkları anlatır.
“Tarih Nasıl Yazılmalı”da ise yine döneminin taraflı abartılı yalan yanlış tarih yazımlarına ve yazarlarına eleştiride bulunur.